Son günlerde sosyal medya ‘’Biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Erdoğan’dır’’ diyen Ayhan Oğan’ı tartışmakta.
Biraz geriye gidelim ve bu sözü söyleyen zatı bir hatırlayalım…
17 Aralık’ta başlayan yolsuzluk operasyonlarının ardından bazı Sivil Toplum Kuruluşları Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermek için harekete geçmişti.
Erdoğan’a destek olma amacıyla sokak tabelalarına asılan ve her görüldüğünde George Orwell’ın 1984 adlı romanını akla getiren, ‘Büyük Birader sizi izliyor’ havası uyandıran; ‘Sağlam İrade’ afişi en dikkat çekicisiydi. İşte Ayhan Oğan bu afişe imza atan Sivil Dayanışma Platformu’nun başkanı olarak çıktı karşımıza.
17 Aralık operasyonunu (!) ‘Cumhuriyet tarihinin en kapsamlı darbe girişimi’ olarak tanımlayan Oğan bu süreçte Recep Tayyip Erdoğan’a destek vermek amacıyla SDP olarak proje kapsamında İstanbul genelinde 2683 bilboard, 500 tane raket, 750 tane Metrobüs ve İETT’lerdeki küçük ilanları astıklarını belirtmişti o dönemlerdeki kendini ön plana çıkarma amacı taşıyan röportajlarında.
Hatta bu reklamlar için üyelerinden beş kuruş para alınmadığını bağışçıların desteğiyle bu projenin yürütüldüğünü açıklamıştı.
Bu konuyla ilgili de biraz hafızalarımızı tazeleyelim. 2014 Ocak ayının ilk başlarındaki parti grup toplantısında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu bu konuyu gündeme getirmiş ve ortada kocaman bir yolsuzluk olduğunu dile getirmişti.
Unutmamak lazım ki İstanbul içerisinde ortalama bir sokak tabelasının fiyatı 2500 TL gibi rakamlardan başlamaktadır…
Yaklaşık iki yıldır aktif olarak televizyonlar karşısında ucuz edebiyat tarzı ve cehaleti ile ‘Hülooğ’ diye bağıran bu adamın söylediklerini pek ciddiye almak gerekmez ‘ama ateş olmayan yerden duman çıkmaz’ atasözünü de unutmamak gerekiyor.
İktidara ve Recep Tayyip Erdoğan’a yaranmak için şekilden şekle giren bu zat katıldığı televizyon programında cahilliğin nirvanasına ulaşarak Mustafa Kemal döneminde ekonominin batının elinde olduğunu, çamaşır ipi bile üretemediğimizi belirtmiş; karşısında sol görüşü savunan kişiye ‘çağdaş yaşamı dayatmaya kalkıyorsunuz’ (!) suçlaması yaptıktan sonra gelen tepki üzerine ‘Ben Müslümanım’ cevabını yapıştırarak Müslüman olan birinin çağdaş olamayacağını ima etmiştir.
Bulduğu her fırsatta Cumhuriyet değerlerine saldıran, Mustafa Kemal’i karalayan ve cahillikte nirvana yapan bu zatın sürekli CNN Türk’te programlara katılması da bir o kadar düşündürücü…
‘’Biz yeni bir devlet kuruyoruz, beğenin beğenmeyin bu yeni devletin kurucu lideri Erdoğan’dır’’ söylemi asla unutmayın hatta yazın bir kenara.
Bu söylemin yanına birde Çanakkale’de ki sarıklı polis görselini de koyun ve hiç ‘öyle şey mi olur birader’ söylemlerine girmeden hazırlanın.
İktidar öyle ya da böyle biz muhaliflerin üzerine gelirken sindirme politikalarını git gide sertleştirecek. Yolsuzluklar, dolandırıcılıklar, IŞİD’e yönelik destekler, iç savaş kışkırtıcılığı, kendi yarattıkları Fethullah Gülen’in sözde darbe girişimi sonrasında o kadar masum halkın öldürülmesine göz yumulması ve ardından gelen kendi ‘kontrollü darbeleri’…
Yaşanılan hiçbir siyasi gelişme ‘motorları maviliklere süreceğiz’ dizelerindeki gibi şirinler köyü kıvamında görünmüyor. Bu motorları maviliklere sürme eyleminin öyle önümüze konulan sandıklara oy atmayla olacağını da düşünmüyorum ki böyle bir ‘demokrasi’ olsaydı ‘Evet’ oylarını geçen ‘Hayır’ çoktan kazanmış olurdu.
Asla bize bir şey olmaz demeyin!
Asla ‘bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın’ felsefesini benimsemeyin!
Yaşanılan tüm siyasi gerilimler ya da Ayhan Oğan gibi cahillerin yaptığı açıklamalar her zaman bir kesime daha fazla cesaret vermekte ve bir takım dini kullanma amacıyla kurulan tarikatlar bu olası bir iç çatışmaya karşı hazır beklemektedir.
Belki fazla senaryo kokan söylemler oldu ama 15 Temmuz’da sokağa çıkanlara ve masum erlerin boğazını kesenlere iyi bakın.
Herkesin sosyal hayatına varana kadar müdahale edildiği bugünlerde ‘bir şey olmaz’ demek biraz fazla romantik söylem olur.
Tüm mevcut siyasi partileri göz önüne aldığımız zaman burada en fazla iş ‘Devleti kuran parti’ konumundaki Cumhuriyet Halk Partisi’ne düşmektedir. Ancak Cumhuriyet Halk Partisi kendi içerisindeki olumsuz durumları engelleyemezse Cumhuriyeti savunan ve Mustafa Kemal’e bağlılığını gösteren tüm sivil bireylere iş düşmektedir.
Yeni Devlet söylemlerine karşı hiçbir siyasi baskıdan korkmayın!
Çocuklarınıza daha iyi bir dünya bırakabilmek için korkmadan örgütlenin!